29 Temmuz 2011 Cuma

Elmalı Tarçınlı Cevizli Kek

Kek delisi bir insan değilim ama söz konusu kek, içinde elma, tarçın ve ceviz barındırıyorsa durum değişir. Ben bu keki sık sık yaparım ama bu defa hem içine hem de dışına bol bol ceviz döktüm. Elmaları da üstüne dizdim ve şöyle karar verdim; birdaha yapacak olsursam daha fazla elma kullanıp, elmaları içine de karıştırmalıyım. Ben tarifi verirken elma sayısını çoğalttım. Tabi zevk meselesi, kekte bu kadar elma sevmem diyen azaltabilir.

Malzemeler:

  • 3.5 bardak un
  • 2 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı yağ
  • 1 su bardağı süt
  • 1 paket hamur kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 4 yumurta
  • 2 tatlı kaşığı tarçın
  • 4-5 adet elma
  • 100 gr. iç ceviz
  • 1 adet limon kabuğu rendesi
Yapılışı:
  1. 4 yumurta ve şekeri derin bir kapta beyazlaşıp köpük köpük oluncaya kadar yüksek devirde çırpın.
  2. İçine yağ,süt,vanilya,tarçın ve limon kabuğu rendesini koyup düşük devirde çırpın.
  3. 3.5 bardak unu yavaş yavaş karışıma ekleyerek çırpmaya devam ediln.
  4. Hamur kabartma tozu,ufak ufak kesilmiş cevizler ve küp küp dilimlenmiş elmaların yarısını da hamurun içine katıp son olarak karıştırın.
  5. Yağlanmış kek kalıbına hamur karışımını döküp üzerine elmaların kalanını serpiştirin. En üste arzu ettiğiniz kadar ceviz, bir tatlı kaşığı tarçın, bir tatlı kaşığı şekeri karıştırıp serpin. Elinizle çok az üzerine bastırıp önceden 175 derece ısıtılmış fırında yaklaşık 1 saat pişirin.
Afiyet olsun.

27 Temmuz 2011 Çarşamba

Vişneli Frangipane Tart

Ramazan'ın gelmesine sayılı günler kalmışkek yapabildiğim kadar tart yapmaya çalışıyorum. Malum iftardan sonra tart yenemiyor :) Ne zamandır yapmak istediğim fakat ertelediğim Vişneli Frangipane nihayet yapabildim. Tadına gelince, müthiş oldu! Tereyağ tadı biraz yoğun olsa da her türlü yedirir kendini.
Bu ara Cafe Fernando'dan gidiyorum. Ben ufak tefek değişiklikler yapsam da yapacak olanın tarife sadık kalmasını tavsiye ederim. Tart hakkında fazla bilgisi olmayanın benim ilk zamanlarda yaptığım gibi eline yüzüne bulaştırması muhtemeldir :) Benim gibi tart kalıbı 23 santimden büyük olanlar tarifi 1,5 katına çıkarmalı. İşte, bitince özlediğim, buzdolabını açıp bitmiş olduğunu unutarak hayal kırıklığı yaşadığım, bol vişneli, kıtır hamurlu tartım...

VİŞNELİ FRANGIPANE TART TARİFİ

Malzemeler:
  • 1.5 su bardağı un
  • 1/2 su bardağı pudra şekeri
  • 1/4 çay kaşığı tuz
  • 125 gr tereyağı
  • 1 yumurta sarısı
Yapılışı – Tart Hamuru:
  1. Fırını önceden 190C’de ısıtın.
  2. Mutfak robotunda unu, şekeri ve tuzu karıştırın. Küp küp kestiğiniz soğuk tereyağı ekleyip minik bezelye büyüklüğünde parçalar haline gelene kadar karıştırın. Yumurta sarısını ekleyin ve biraz daha karıştırın. Bir parşömen kağıdının üzerine hamuru döküp yuvarlak bir top hale getirin. Üzerine bastırarak biraz düzledikten sonra paketleyip hava geçirmeyen bir buzdolabı poşetine koyun ve buzdolabında en az 1 saat dinlendirin. Eğer hemen kullanmayacaksanız, dondurucuda 1 hafta kadar saklayabilirsiniz. Tartı yapacağınız günün önceki akşamından buzdolabı kısmına koyup açabilirsiniz.
  3. 23 santimlik bir tart kalıbını tereyağlayıp bu hamuru ortasına koyun ve parmaklarınızla kenarlarına ve tabanına eşit şekilde yayın. Aluminyum bir folyoyu ya da parşömen kağıdı tart hamurunun üzerine serip nohutları tepesine yerleştirin ve fırına verin. Bu şekilde 15 dakika pişirdikten sonra fırından alın, nohutları ve folyoyu kaldırıp soğumaya bırakın. Fırınınızın ısısını 180 dereceye indirin.
Malzemeler – Frangipane:
  • 1 su bardağı badem (tuzsuz, kavrulmamış)
  • 1 yumurta
  • 1/2 su bardağı şeker
  • 1/4 tatlı kaşığı tuz
  • 3 çorba kaşığı tereyağı, küp küp kesilmiş
  • 1.5 su bardağı vişne, çekirdekleri çıkarılmış
Yapılşı – Frangipane:
  1. Eğer bademleriniz kabukluysa ufak bir tencereye koyun, üzerini kapayacak kadar kaynar su döküp 10-15 dakika kaynatın. Ardından soğuk suyla yıkayıp kabuklarını çıkarın ve iyice kurulayın.
  2. Bademleri, şekeri ve tuzu mutfak robotunda un haline gelene kadar karıştırın. Tereyağı parçalarını ve yumurtayı da ekleyip yumuşak bir karışım olana kadar karıştırmaya devam edin.
  3. Fırından çıkarıp soğuttuğunuz tart hamurunun üzerine döküp tepesini bir spatulayla düzleyin.
  4. Tepesine vişneleri dizin ve 180 derecedeki fırında 20 dakika daha pişirin.
  5. Ilık olarak servis yapın. Üzerine bir top vanilyalı dondurma da çok yakışacaktır.

26 Temmuz 2011 Salı

Çikolatalı ve Fındıklı Biscotti

Bu tarifi denedikten sonra kurabiye yapmaya elim gitmiyor :) Hoş zaten kurabiye konusunda hala ilerleme gösteremedim. Güzel olsa dahi benim kurabiyeyi beğenebilmem için çok çok çok güzel olması lazım. Bu yüzden biscotti yeni favorim. İşte benim için çok çok çok güzel diyebileceğim ne kurabiye ne de bisküvi olan italyan kurusu, kahveyle çok yakışan, fındıklı çikolatalı biscotti. Biscotti'nin en önemli özelliği iki defa fırınlanması. Böylece gevrek bir bisküvi elde ediyorsunuz. Tarifi Cafe Fernando'dan aldım. Şimdilik sadece fındıklısını denedim. İlerleyen zamanlarda çeşitlerini de denemek istiyorum.



Malzemeler:
  • 2 su bardağı un
  • 1/2 su bardağı kakao
  • 1 çay kaşığı karbonat
  • 1/2 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1/4 çay kaşığı tuz
  • 90 gram tereyağı, oda sıcaklığında
  • 1 su bardağı şeker (biraz da tepesine serpmek için)
  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı fındık, irice doğranmış
  • 120 gram bitter çikolata, irice doğranmış
Yapılışı:
  1. Fırınınızı önceden 180 C’de ısıtın. İki ayrı fırın tepsisine parşömen kağıtlarını yayıp bir kenarda bekletin (eğer fırınınız iki tepsiyi aynı anda alacak kadar büyük değilse o zaman iki kerede pişirmeniz gerekecek. Pişerken yayıldıkları için yan yana pişirmenizi önermiyorum.)
  2. Unu, kakaoyu, karbonatı, kabartma tozunu ve tuzu orta boy bir kaba eleyin.
  3. Bir mutfak robotunda veya büyük bir kapta oda sıcaklığındaki tereyağını 3-4 dakika boyunca iyice yumuşayana kadar çırpın. Ardından şekeri ilave edip 3-4 dakika daha çırpın.
  4. Hafif çırpılmış 2 yumurtayı ilave edip 5 dakika daha çırpın.
  5. Unlu karışımı azar azar ekleyin ve bütün malzemeler bir araya gelene kadar karıştırın. En son olarak fındıkları ve çikolata parçalarını ekleyin ve tahta bir kaşıkla tekrar karıştırın.
  6. Ellerinizi iyice unlayarak bu kabın içindeki hamurun yarısını elinize alın ve 30 cm uzunluğunda bir rulo haline getirin ve parşömen kağıdının üzerine çapraz olarak yerleştirin. Diğer yarısıyla da bu işlemi tekrarlayın.
  7. Ruloların tepesinden azıcık bastırarak düzleyin. Geriye kalan yumurtanın sadece beyazını hafif çırpıp fırçayla bu ruloların üzerine sürün ve tepesine bolca şeker serpin.
  8. Fırında 25 dakika kadar pişirin. Pişirme süresinin yarısında tepsiyi çevirin. Eğer iki ayrı tepside pişiriyorsanız tepsilerin yerlerini de mutlaka değiştirin yoksa altta duran rulonun altı çok pişecektir.
  9. Rulolarınızı fırından aldıktan sonra 20-30 dakika kadar soğumasını bekleyin. Bu sırada fırının derecesini 150 C’ye azaltın. Ardından ruloları bir bıçak yardımıyla verev olarak 1.5 – 2 cm genişliğinde dilimlere kesin. Tel bir fırın tepsisine dizin.
  10. Tel fırın tepsisini tekrar fırına verip 30 dakika daha pişirin.
  11. Hava almayan bir kapta bir hafta boyunca tazeliğini koruyacaktır.

22 Temmuz 2011 Cuma

Sebzeli Bohça


Bu ara günler çok yoğun. Ne zaman şöyle bir güzel yayılayım yazın tadını çıkarayım desem yapılacak ne varsa arka arkaya yığılır. Buna rağmen misafir ağırlakenki koşturmacam bana eziyet gibi gelmiyor. Eğer depresif bir dönemden geçmiyorsam eğlenceli bile oluyor. İşte yaparken biraz uğraştığım ama eğlendiğim bir aperatif de sebzeli bohçalarım oldu :) Ailem ve halamın kızıyla gelini misafirimdi. Epeydir yapmak istediğim bu bohçaları da kolay olduğunu düşünerek menüme sıkıştırdım fakat benim sandığım kadar kolay değilmiş. Benim birşeyi sevmesi gerçekten zor olan babam bunu öyle güzel yedi ki babamı iştahla birşey yerken görünce gözlerim doldu :P
İçindeki közlenmiş kırmızı biberler çok güzel lezzet veriyor. Püf noktası kırmızı biberde bile diyebilirim.



Malzemeler:
  • 4 adet yufka
  • 1/2 su bardağı süt
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 çay bardağı su
İç malzemeleri:
  • 500 gr. kuşbaşı doğranmış tavuk göğsü
  • 500 gr. mantar
  • 4-5 adet közlenmiş kırmızı biber
  • 1 adet kuru soğan
  • 2-3 yemek kaşığı sıvıyağ
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • tuz
Üzerine;
  • Yumurta sarısı
Börekleri bağlanmak için;
  • Yeşil soğan ya da maydonoz sapı
Yapılışı:
  1. Mantarları yıkayıp dilimleyin ve limonlu suda bir süre haşlayın.
  2. Kuşbaşı doğranmış tavukları tereyağında kavurun ve mantarları da ekleyip bir süre daha kavurduktan sonra tuzunu ayarlayın.
  3. Arzu ettiğiniz şekilde doğradığınız soğanları sıvıyağda pembeleşinceye kadar kavurun közlenmiş biberleri ekleyip biraz kavurduktan sonra altını kapatıp tuzunu ayarlayın. Tavuklu iç malzeme ile karıştırıp soğumaya bırakın.
  4. Yufkaların birini düz bir zemine serip su, süt ve sıvıyağdan oluşan sosu fırça yardımıyla yufkanın tamamına sürün.(ben yufkayı bir ucundan tutup diğer ucuna katlayıp açıyorum ve böylece yufkaya sürülen sos tamamına rahatlıkla yayılıyor) Diğer yufkayı da birinci yufkanın üzerine serip sostan bu kata da sürün. Bir pasta tabağı yardımıyla yuvarlaklar kesin. Ortasına hazırladığınız iç malzemeden  bolca yerleştirip kenarlarını ortaya doğru topladıktan sonra kaynatılıp soğuk suya tutulmuş yeşil soğan ya da maydonoz saplarıyla bağlayın. Yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye dizip diğer iki yufkayla da aynı işlemi yaptıktan sonra üzerlerine yumurta sarısı sürerek önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin.
Afiyet olsun.

19 Temmuz 2011 Salı

Elmalı Kuru Üzümlü Tartolet


Tart benim için çikolatadan sonra en değerli besin kaynağı oldu. İlk denemelerimi bekarken yapıp hayatımın sonuna kadar tart ve benzeri şeyleri yapmaktan vazgeçmişken evlendikten sonra beni tart yapmaya iten şey Gloria Jean'sde yediğim cheesecake oldu. Tartla cheesecake'in alakası ise tart hamuru. Geneli birbirine benzese de ufak oynamalar bile bir tart hamurunu bambaşka yapabilir. Tartın püf noktası malzemeleri soğuk kullanmak. Ben kalıplarımı bile önce dondurucuya atıp hızlıca hamuru basıp tekrar dolapta uzun bir süre bekletiyorum. Her türlüsünü tek tek denediğim tartlarımı bloga koymak için baştan tek tek yapmayı planlıyorum fakat bu uzun bir zamana yayılabilir.
İlk cheesecake yaptığımda pasta gurmesi :P eşimin son derece olmulu eleştirilerini alınca kendimi cheesecake ustası, tartın bir numaralı aşçısı falan zannettim. Öyle bir gaza geldim ki cheesecake yapa yapa marketlerde labne bırakmayacaktım. En son çeşit deneme kararı alsam da hala elim limonlusuna gidiyor.

Tamam insan her konuda yetenekli olamayabilir ama mutlaka başardığı birşeyler vardır. Geçen gün eşimle Hanna adlı filmi izleyince babası tarafından son derece soğuk kanlı bir ölüm makinesi olarak yetiştirilmiş biçerdöver Hanna için geyiği vurup deştiği sahnede 'senin böyle olduğunu düşünemiyorum sen geyik vuruyorum diye tavşan avlarsın' dedi :) Hoş ben tavşana bile kıyamam. Tamam ben Hanna gibi olamam belki ama Hanna da benim gibi turta yapamaz bikere :P


Malzemeler:

Hamur için:
  • 1/2 + 1 su bardağı (210gram) un
  • 1/2 su bardağı (57 gram) pudra şekeri
  • 1/4 çay kaşığı tuz
  • 125 gram tereyağı (soğuk ve küp doğranmış)
  • 1 yumurta sarısı
İçi için:
  • 2 adet büyük boy ekşi elma
  • Yarım çay bardağı toz şeker
  • Yarım tatlı kaşığı tereyağ
  • Yarım çay bardağı iri kıyılmış ceviz
  • Yarım tatlı kaşığı tarçın
  • Yarım çay bardağı kuru üzüm
Hazırlanışı:

  1. Fırını 190 derece ısıtın. Un tuz ve şekeri robotta karıştırın.
  2. Soğuk ve küp küp doğranmış tereyağını unlu karışıma ekleyip irili ufaklı kırıntı görüntüsünü alana kadar robotu çalıştırın.
  3. Yumurta sarısını da ekleyip hamur bıçağın etrafına toplandığı anda robotu durdurun.( hamurun çok fazla karışmasına gerek yok tereyağı erimemeli)
  4. Hamuru Hafif unladığınız parşömen kağıdına çok fazla oynamadan oval bir şekil verip dolaba kaldırın. Hamur en az bir saat dolapta beklemeli.
  5. İçi için tereyağını eritip içine rendelediğiniz elmaları ve şekeri ilave edin. 5 dk kavurduktan sonra ceviz, tarçın ve kuru üzümü ekleyip harmanlayın.
  6. En son dolaptan çıkardığınız tart hamurunu (Hamurun dörtte birini ayırıp üzerine kırıntı yapıyoruz) tereyağıyla hafif yağladığınız tartolet kalıplarına yerleştirin. İçine elmalı harcı da ekleyip üzerine ayırdığınız hamur kırıntılarını serpin ve fırına verin. Kızarınca çıkarıp üzerine pudra şekeri serpebilirsiniz.(Ben tartolet kalıplarını yağlayıp buzluğa atıyorum ve çıkardığım gibi hamuru ve harıcını kalıba yerleştiriyorum ve tekrar bekletmeden buzdolabına koyuyorum. En son hepsini çıkarıp hemen fırına veriyorum.)
Afiyet olsun.

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Çikolatalı Muffin


Muffin deyince benim aklıma ilk çikolatalısı gelir. Gerçi tatlı deyince de aklıma çikolata gelir. Doğrusunu söylemek gerekirse yenecek ne varsa aklıma ilk çikolatalısı gelir :). Yani yok böyle bir çikolata aşkı. Durum böyle olunca hergün bu krizi kesecek bir çikolata lazım oluyor. Ama hergün de çikolatayı kalıp haliyle yemek sıkıcı. O zaman onunla yapılabilecek ne varsa yapmalı. Yemekten bıkmayacağım birşey varsa sanırım o çikolata... :)
Ben bu tarifi Ev Cini'nden aldım gerçekten çok çok lezzetli.
Çikolatalı Muffin

Malzemeler: 
  • 255 g.un - 2 bardak
  • 2 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1/2 çay kaşığı karbonat
  • 1/2 çay kaşığı tuz
  • 110-170 g. arasında toz şeker (1/2 yada 3/4 bardak arası)
  • 3-5 yemek kaşığı arasında kakao 
  • 1 yumurta
  • 250 ml. süt (1 bardak yada 1 bardak+2 yemek kaşığı)
  • 1 çay kaşığı vanilya
  • 90 ml. bitkisel yağ ya da 85 gr. eritilmiş, katı yağ (1/3 bardak)
  • 85 g. küçük çikolata parçacıkları veya damla çikolata (1/2 bardak) 
  • İsterseniz üstü için ekstra çikolata parçacıkları kullanabilirsiniz.
Yapılışı:
  1. Küçük kek kalıplarını hazırlayın, ya kalıpları yağlayın ya da kalıplara kağıt kek tabanlarından yerleştirin.
  2. Fırını 190-200 dereceye getirin.(turbo- fanlı fırınsa 170 dereceye ısıtın.)
  3. Büyük bir kasenin içine elenmiş unu, kabartma tozunu, karbonatı, tuzu, şekeri ve kakaoyu koyun.
  4. Başka bir kapta, yumurtayı çatalla çırpın. Sütü ve vanilyayı koyun. Arkasından bitkisel ya da eritilmiş katı yağı ekleyin.
  5. Islak karışımı, diğer kaptaki kuru karışıma ekleyin. İçinde topak kalmayana kadar karıştırın.
  6. Küçük parçalara bölünmüş çikolataları da ekleyip karıştırın.
  7. Kalıpları 2/3 dolduracak şekilde bu karışımı paylaştırın.
  8. Üzerine arzu ederseniz ekstra çikolata ya da  iri dövülmüş fındık ekleyebilirsiniz.
  9. Fırına koyup, 20-25 dakika pişirin. Keklerin üzerine hafifçe elinizle bastığınızda tekrar yerine geliyorsa pişmiş demektir.

14 Temmuz 2011 Perşembe

Taze Fasulye Yemeği ve Havuç Çorbası



Galiba en sevdiğim on yemek sıralaması yapsam yeşil fasulyeyi de eklerim. Tabi yapanına göre değişir... Herkesin farklı lezzet anlayışı var. Ben oldum olası annemin yeşil fasulyesinden başkasını beğenemedim. Belkide benim yemek seçiciliğimden... Bekarken annemin yemek yaparken yanımda dur az öğren demesine rağmen yanında durduğum üçü beşi geçmeyen yemek derslerinden hafızamda hiçbirşey kalmadı. Ne öğrendiysem evlendiğimin ilk haftasından sonra öğrendim :). Ama kalıtsal yeteneklere inanırım. Nesilden nesile gelen sanatımız oldukça fazla. Büyük büyük annemden bana ve kıza kardeşime kadar terziyiz :) Kız kardeşim resim konusunda inanılmaz yetenekli. Aşçılığa gelirsek, o kız kardeşim için de benim için de hobi. Annem içinse artık aç kalmamanın diğer adı :P Bir yaştan sonra bıkılıyormuş öyle diyor. Bence birşeyi zevkle yaptığı sürece bıkmaz insan...





Taze Fasulye Yemeği

Malzelemeler:
  • Yarım kilo taze fasulye
  • 1 adet büyük boy soğan
  • 2 adet sivri biber
  • 1 çay bardağı zeytinyağı
  • 3 adet domates
  • 1 tatlı kaşığı salça
  • 1 tatlı kaşığı silme şeker
  • tuz
Hazırlanışı:
  1. Fasulyeleri yıkayıp önce boyuna, uzunsa bir kez de enine kesin.
  2. Soğanı ince ince doğrayıp biberle birlikte zeytinyağında kavurun. Fasulyeyi de içine atıp biraz kavurduktan sonra kabukları soyulmuş ve doğranmış domatesleri ilave edin.
  3. Sulandırılmış salçayı, şekeri ekledikten sonra fasulyelerin üzerini geçecek kadar su ilave edip kısık ateşte pişirin. Ben fasulyeyi çok sulu sevmiyorum. Sulu sevenler pişerken su buharlaşacağı için suyu azaldıkça üzerine kaynar su ilave edebilir.
  4. Pişmesine yakın tuzunu ekleyin.



Havuç? Havuç kan yapıcı, bağırsak ve mide dostu, bol bol A vitaminli, gözlere birerir, yenmesinde hiçbir sakınca olmayan müthiş sebze... Aslında soymamak, sadece iyice yıkamak gerekiyormuş ama ben huylandığım için parlayana kadar soyuyorum :) Çorbasını da ilk defa denedim ve gayet lezzetli oldu. Ben iki kişilik hazırladım isteyen tarifi iki katına çıkarabilir.



Havuç Çorbası

Malzemeler:
  • 2 adet havuç
  • 1 küçük patatesin yarısı
  • 1 yumurta sarısı
  • yarım çorba kaşığı tereyağı
  • 1 çorba kaşığı un
  • yarım limon suyu (ben biraz daha az kullandım)
  • 3 bardak et suyu
Hazırlanışı:
  1. Tereyağında unu kavurun ve 3 bardak et suyunu ilave edin.
  2.  Bir yandanda havuç ve patatesleri küp küp doğrayıp yumuşayıncaya kadar haşlayın.
  3. Kaynayan et suyuna haşlanmış havuç ve patatesi ekleyin ve bir yumurta sarısını bu suyla terbiye edin (terbiye etmek için yumurta sarısına azar azar kaynayan sudan ilave ederek hızla çırpın ve sıcaklık eşitlendiğinde kaynayan suya terbiye ettiğiniz yumurta sarısını ilave edin).
  4. Tuz ve limonu da ekledikten sonra biraz daha kaynatıp robottan geçirin.
Afiyet olsun.

11 Temmuz 2011 Pazartesi

Yaban Mersinli Muffin


Son zamanlarda tatlı olan ne varsa hepsini yemek istiyorum. Bazen canım turta ya da çikolatalı herhangi bir tatlı çekiyor ve sabırsızsam direk kalıp kalıp sakladığım çikolatalara saldırıyorum. Kendimi kontrolden çıkmış halde bulunca tatlı krizimin geldiğini anlıyorum. Bazen de kebap krizine giriyorum ki tatlıya nazaran daha hafif oluyor. Kısacası bugün ne yesem doymadım. En son yolculuk sırarında aldığım goji berry ve yaban mersini gözüme takıldı. Yok dedim bunları muffin yaparken kullanmalıyım. Kendimi pişmaniyeyle avutmaya karar verdim. Hani tek başına yendiğinde yaban mersini öyle harikulade bir lezzet değil bence ama benim önce gözüm sonra karnım doymalı :P Kendimi çerez gibi yaban mersini atıştırmakta bulunca sonra yaparım dediğim muffin için anında yapma kararı aldım :) Bence çok güzel oldu. Üstü hafif kıtırlı ve krizimi bastırmaya yetecek bir tat çıktı ortaya.


Ne zaman muffin yapsam tak sebepeti koluna doğru anne evine :) Ya da kime gidiyorsan minik kekciklerim de benimle beraber gelir. Birşey yaptığımda yemekden çok yediriyorum galiba...


Goji Berry'e gelince, onu olduğu gibi yemeye karar verdim :) Öyle güzeller ki hurma gibi tatsa da ben onları şekerleme niyetine götürüyorum...


Malzemeler:
  • 1 + 1\2 bardak un (235gr)
  • 1\2 bardak mısır unu (75gr)
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1\2 tatlı kaşığı karbonat
  • 2\3 bardak kahverengi şeker (155gr)
  • 2 büyük yumurta
  • 1 bardak süt (250ml)
  • 90 gr erimiş tereyağ

Muffin Üzeri İçin:
  • 1 bardak yaban mersini (125gr)
  • Bir çimdik tuz
Hazırlanışı:

  1. Un, mısır unu, karbonat, kabartma tozu, tuz ve şekeri bir kap içinde birbirine karışrın.
  2. Başka bir kapta yumurtaları çırpın. İçine süt ve yağ ekleyip karıştırın. Yukarıdaki kuru malzemeleri bu yumurtalı karışımın içine dökün, hafif karıştırın.
  3. Daha sonra içine yaban mersinlerini eklenip yavaş bir şekilde karıştırın.
  4. Yağlanmış muffin kalıplarının sadece 3\4'ünü doldurun. ( muffin kağıtları da kullanabilirsiniz) Üzerine şeker ve tarçın birbirine karıştırılarak serpin.
  5. 200 derecede 15-18 dk pişirilin. Sıcak servis yapın.

Yazın ilk tatili!

Yorucu bir tatilden yeni döndüm. Amasya Tokat derken nihayet evimdeyim. Aslında tatilden çok akraba düğününe gitmekti maksat. Eşimle ilk defa kendi memleketime gitmiş olduk. Onun hatrına biricik dayılarım Tokat kebabı bile yaptı :)



İşlerini de aksatmadı tabi kocam :) her ne kadar dağın başında da olsak teknolojinin esaretinden kurtulamadık. Elde laptop, netbook ne varsa çekmeyen ceptelefonlarıyla babam ve kocam ne kadar çalışkan bireyler olduklarını ispatladılar. :P


 Benim hayvanlara oldukça düşkün kızkardeşimle bol bol kedi köpek fotoğrafladık.Fotoğraf çekmeyi bu kadar sevdiğim halde vaktim öyle dolu geçti ki makinemi elime alacak fırsatım olmadı. Haliyle fazla fotoğraf çekemedim. Ama herşeye rağmet kiraz, dut, kayısı, vişne, erik, ve olan tüm mevsim meyve ve sebzelerini dalından yemek başka :)



 Ağalara takılan mamasını bir güzel sarıp yemeye gayret eden bu orta boy örümceği fotoğraflarken belgesel çekiyormuş gibi hissettim :P

En çok da dut yedim ama o kadar dutu dalından kopardığın gibi yemezsen ziyan oluyor bir sonraki gün bile güzelliği kalmıyor o yüzden marketlere taze şekilde getirilemeyen meyvelerden biri de dut. Dalından koparıp yiyebiliyorsan çok şanslısın...

Bir buçuk ay sonra da Uşakta olabilirim. O zaman bol üzümlü günler beni bekler ;)...